Page 59 - UFEK2017 Özetler Kitabı
P. 59
3. ULUSAL FİZİK EĞİTİMİ KONGRESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI
B47 FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FİZİK LABORATUVARI
ETKİNLİKLERİNDEKİ TOPLUMSAL CİNSİYET ALGISI
2
Ayşegül DURAN , Hanife Can ŞEN
1
1 Yüksek Lisans Öğrencisi, Adnan Menderes Üniversitesi, e-mail: gsaysegulduran@hotmail.com
2 Yrd. Doç. Dr., Adnan Menderes Üniversitesi, e-mail: hcsen@adu.edu.tr
Yeni dünya düzenine uyum sağlamak ve bilim ve teknolojinin bütün dinamiklerini kullanıp ilerlemek adına atılan
adımlarda ülkemizde halen kadınların eğitilmesine yönelik eksiklikler dikkat çekmektedir. Kadınlar ve erkekler için
seçilen iş tanımlarında geleneksel bir bakış açısı hakimdir. Örneğin Türkiye toplumunda hemen her kesim tarafından
bilinen "kadınlar için en uygun meslek öğretmenliktir" düşüncesi bu yargının bir ürünüdür (Esen ve Bağlı, 2003; Esen,
2007). Okullarda da cinsiyet eşitsizliği yaratan açık veya örtük pek çok şeyle karşılaşılmaktadır; temizlik, getir-götür ve
bakım işlerinde kız öğrencilerin emeğinden yararlanılırken, liderlik ya da fiziksel güç gerektiren taşıma-yerleştirme
işlerinde erkek öğrenciler ön plana çıkmaktadır. Aynı şekilde kadın öğretmenler rehberlik gerektiren problem çözme
işlerinde, erkek öğretmenler düzenleyici ve kuralları belirleyici işlerde ön plana çıkmaktadır (Sayılan, 2012, s. 50-51).
Cinsiyet kavramına dayalı düşünce ve davranışların temeli, insanlar okula henüz başlamadan atılır ve okul hayatı
içinde de gelişimini sürdürür. Okul, toplumsal cinsiyet rollerinin elekten geçirilip şifrelenmesinde kısıtlayıcı olabilirken,
aynı zamanda insanları genel kalıplar üzerinde toplumsallaştırmaktadır. Eğitim araştırmaları, okul hayatının ve bilinçsizce
devam ettirilen kültürel inançların toplumsal cinsiyet bağlamında güç ilişkilerini nasıl yeniden ürettiğini göstermektedir
(Sadker ve Sadker, 1986).
Günümüzde öğretmen adaylarının feminist pedagoji bilgisine sahip olmaları ve bilimsel bilginin üretildiği
ortamlarda toplumsal cinsiyet rollerinin farkındalığını kazanmaları, eşitlikçi bir eğitim ortamı sağlanması bakımından
önemlidir. Dolayısıyla öğretmen adaylarının laboratuvar etkinliklerindeki cinsiyet kimliği ve feminist pedagoji algılarını
belirlemenin önemli olduğu ve alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu çalışmanın amacı, Fen Bilgisi öğretmen adaylarının cinsiyet kimliği algılarını belirlemektir. Çalışma grubunu
Türkiye’nin batısındaki bir üniversitede ve aynı sınıfta öğrenim gören 50 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Bu durum
çalışmasında veriler, gözlem ve müdahalesiz etkinlikler ile toplanmıştır. Laboratuvar etkinlikleri en fazla 6 kişiden oluşan
gruplar halinde öğretmen adayları tarafından yürütülmüştür. Gruplar cinsiyetlerine göre karma ya da aynı cinsiyetten
öğretmen adaylarından oluşmaktadır. Çalışılan gruba elektrik akımı konusuyla ilgili bilimsel süreç becerilerini
kullanabilecekleri ve modellemeye dayalı etkinlikler uygulatılmıştır. Bu etkinliklerde öğretmen adayları hiç bir şekilde
yönlendirilmemiş, yalnızca elektrik akımı konusunda laboratuvar etkinliklerini gerçekleştirirlerken sahip oldukları
cinsiyet algılarını yansıttıkları durumlar incelenmiştir. Öğretmen adaylarında bireysel ilgi, görev dağılımı, kadın ve erkeğe
ilişkin kişilik özellikleri gibi konulara odaklanılmıştır. Öğretmen adayları, 2017 yılının bahar döneminde, 4 hafta boyunca,
haftada bir gün ve 1 saat süren video çekimleriyle gözlemlenmiştir. Çalışılan grubun algılarını derinlemesine
betimleyebilmek amacı ile gözlem ve doküman incelemesi teknikleri kullanılmıştır. Ayrıca çalışmada katılımcıların her
biri için kod isimler kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından gözlenen, öğretim elemanlarının hazırladığı etkinlikler bilgisayar
ortamına aktarıldıktan sonra birçok kez izlenmiş ve dökümleri yapılarak, öğretmen adaylarının toplumsal cinsiyet algıları
belirlenmeye çalışılmıştır. Verilerin analizinde betimleme ve yorumlama analiz tekniği kullanılmıştır. Bu teknik
kullanılırken öncelikle betimlemeye yer verilir sonra betimlemeye uygun yorumlamalar yapılır (Ekiz, 2007). İlk olarak
tüm veri toplama araçlarından elde edilen bulgular incelenmiş ve bu bulgular kalıp yargısal olmayan, kalıp yargısal olan
ve sınırlı kalıp yargısal olan şeklinde değerlendirilmiştir. Araştırmacı bu algıları Wilson (1996)’ın yaptığı çalışmayı referans
alarak kategorize etmiştir.
Kalıp yargısal olma: Kadınlar zor ve karmaşık işlerde çalışmamalıdır, kadınlar erkeklere itaat etmelidir, kadınlar
duygusaldır, erkekler ağlamaz şeklindeki cinsiyetçi söylemler bu kapsamda ele alınabilir.
Sınırlı kalıp yargısal olma: Eğer bir kadının kocası zenginse çalışmamalıdır ya da erkekler elektrik işinden daha
iyi anlar buna örnek olarak gösterilebilir.
Kalıp yargısal olmama: İsterlerse hem kadınlar hem de erkekler aynı mesleği yapabilirler ya da kadınlar her işte
başarılı olabilirler. Bu tarz söylemler eşitlikçi söylem olarak da tanımlanabilir.
Çalışmanın sonuçlarına göre, öğretmen adaylarının toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin kalıp yargısal, sınırlı kalıp
yargısal, kalıp yargısal olmayan davranışlar sergilediği belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre,
cinsiyetlerine göre karma dağılan gruplar, aynı cinsiyetten oluşan gruplara göre daha fazla kalıp yargısal davranış
göstermiştir.
Bu araştırmada yalnızca öğretmen adaylarının algıları değerlendirilebilmiştir. Bundan sonra yapılacak
araştırmalarda öğretim elemanlarının da algıları değerlendirilebilir. Çalışmada veriler sınıf ortamında toplanmıştır. Okul
dışı gözlemlerin de yapıldığı çalışmalarla öğretmen adaylarının algılarına yönelik daha ayrıntılı bilgiler edinilebilir.
Anahtar Kavramlar: Fen bilgisi öğretmen adayları, toplumsal cinsiyet algısı, fizik laboratuvarı, feminist pedagoji
47